HER SMAÇ BİR TOKAT!
Günlük hayatımız içerisinde o kadar keyfimiz kaçık ki, iyi bir şeyler olduğunda, hemen her şeyi unutup onunla seviniyor ve avunuyoruz.
Yobazlar hariç…
Ülke olarak A Milli Kadın Voleybol Takımımızın başarıları ile seviniyoruz.
Dünya şampiyonluğu ve Avrupa şampiyonluğu sürecinde hiç yenilmeyen sporcularımız ile elbette gurur duyuyoruz.
Aynı yenilmezlik başarısını, Japonya’da yapılan ve Paris’te yapılacak olan Olimpiyat şampiyonası elemelerinde de gösterdi.
O nedenle başlığı “Çak Çak inlesin” diye koydum ama devamı da var…
Yobazlar dinlesin…
Yani; Çak çak inlesin, yobazlar dinlesin…
Başlık bu…
O yobazlar ki, kadınlarımızın başarılarını görmek yerine gözlerini kapatıyorlar.
Kadın konu oldu mu ya çamur atıyorlar ya da her şeye gözlerini kapatıyorlar.
Bir gün olsun, kadınların gördüğü eziyete, kadın cinayetlerine laf ettiler mi?
Acaba o kadınlar olmasaydı, o yobaz takımı dünyaya gelebilirler miydi?
Bu kadar basit bir şeyi bilemeyecek kadar akıllarını yitirmiş meczup bunlar. Ve bunlar, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde, milletin vergilerinden en yüksek payı alarak karınlarını doyuranlar…
Öyle ki, o toplanan vergilerin içinde kadın çalışanların da olduğunun bilincinde bile olmayan zavallılar var.
Yazıklar olsun hepsine de…
Bizler gurur duyuyoruz…
Olimpiyatlara katılmayı garantileyen sporcu kadınlarımız, inşallah Olimpiyat oyunlarında da aynı başarıyı gösterecektir.
Bugün (Dün) oynanan serideki 7. Maçımı da Belçikaya karşı 3-0 kazanan A Milli Kadın Voleybol takımımız, gurubundaki maçları tamamladı.
Yaz boyunca oynadıkları 21 maçın hepsini de galibiyet ile bitirdi.
Helal olsun sizlere, Türk Kadınının yüz akları, bir kez daha…
Çak çak inlesin, yobazlar dinlesin demeden edemeyeceğim vallahi…
XXX
Elbette bu yobaz takımı, kafayı sadece kadınlara takık değiller.
Bu yobazlar, cumhuriyetin kurucusuna, kurucularına da takıklar. İstiyorlar ki onların kurdukları Cumhuriyet rejimini değiştirsinler. Ülkemizi, bilinmeyen bir karanlığa doğru sürüklesinler.
Elbette bunda başarılı olmaları mümkün değil…
XXX
Bir lise öğrencisi, İmam hatip okulu öğrencisi, Atatürk’e hakaret sayılacak bir davranış içinde bulunmuş ve çocuğu almış içeri tıkmışlar…
Bu işin hukuksal boyutunda da yanlışlıklar var, oraya girmeyeceğim ama o çocuğu o düşünce ile yetiştiren kurum neresi?
Esas yargılanması gereken yer orası…
Geçmişe bir dönelim kim neler demiş?
Yıllarca müze olarak bilinen, ancak belli bir yerinde ezan okunarak namaz da kılınan Ayasofya camiini, hangi amaca yönelik olarak açıldığı bizce malum olan açılışında konuşan birisi…
“Fatih Sultan Mehmet Han bu muhteşem mabedi kıyamete kadar cami olmak kaydıyla vakfedip müminlere emanet bırakmıştır.
Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar.
Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir. Çiğneyen lanete uğrar.” demişti.
Oysa bu ülkede vakıfların vakfiyesini çiğneyenler o kadar çoğunlukta ki, onlara çıkıp da tek bir kelime etmediler.
Haram yiyenleri, kul hakkı ve yetim hakkı yiyenleri hedeflerine koymadılar, koyamadılar. Çünkü onlar da oralardan besleniyordu…
Vakıfların malı deniz, yemeyen domuz…
İşte o filede topa vurdukları zaman topun çıkardığı sesi bunların beynine beynine vuruyor da deli oluyorlar…
VAKIFLAR MİLLET MALIDIR! KUTSALDIR!.